Ülkendeki Kuşlardan Ne Haber Vardır?
Gençay Yıldız
Bi anlamı olmalı anların, bi tarifi olmalı. Ama öyle iki dudak arasından çıkan sözlerle değil; yürekten süzülen kelimelerle… Nasibi olmalı insanın, bi kaderi olmalı! Ama güzel bir yaşam için değil; yâr belleyebilmek için, yârin kapısında yatabilmek için. Bi davası olmalı insanın, uğruna yaşadığı bi davası. Ama bu dünya için değil, bu dünyaya rağmen yaşayabilmek için! Hakkı olmalı insanın… Adil bir yaşam için değil, doya doya ağlayabilmek için!
Üstat Sezai Karakoç’un “Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine” adlı şiirinden son bir kaç dörtlüğü hayatı anlamlandırması için huzurlarınıza sunuyorum…
Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Ülkendeki kuşlara hasret kaldık
…ne olur
…